KUL HAKKI VE ADALET

Bilindiği gibi toplumların ayakta kalabilmeleri adâletle mümkündür. Müslüman bir toplumda ise adâlet, yalnızca mahkeme kapılarında aranmaz. Cemiyetin bütün müessese ve fertleri, biribirlerinin hukukuna riâyetle mükelleftir...

Hal böyle olunca, insanlar da çoğu zaman, haklarını alabilmek için mahkemeye gitmekten kurtulur. Meşhur bir Çin atasözü vardır:

«... Mahkeme kapılarının önünde ot bittiği, hapishane kapılarına kilit vurulduğu gün, İmparatorluk iyi idâre ediliyor demektir.»

Bu atasözü; bir memleketin adâletle idâre edildiğini, orada hukukun, her şeyin üstün de olduğunu gösteren semboldür.

Rabbimiz (cc.) Kur'ân-ı Kerîm'in birçok yerinde; nimetlerine şükür borcunu hatırdan çıkarmamamız için, günde beş defa huzuruna edep ve erkânla çıkmayı ve Cemiyetin başlıca temel hakkı olan zekâtı vermeyi birlikte zikrediyor.

İmam Rabbânî (k.s.) hazretleri de kul hak kına riâyetin ehemmiyetini şöyle beyan edi yorlar :

«Âlimler dediler ki; şer'î bir yönü olmadan, zulmen alınan yarım dânik'i (1 dânik, 1/6 dirhemdir) sahibine iâde etmek iki yüz dirhemi sadaka olarak dağıtmaktan daha faziletlidir...

Yine dediler ki; bir şahsın ameli, peygamberin ameli gibi sâlih olsa, üzerinde de başkasına ait yarım dânik hak bulunsa, bu hakkı ona ödemeden Cennet'e giremez...»

(Mektûbât, 1/187)

0 comments on KUL HAKKI VE ADALET

    Yeni yorum gönder

    Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.
    • Web sayfası ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantıya çevrilir.
    • İzin verilen HTML etiketleri: <a> <em> <strong> <cite> <code> <img> <b> <ul> <ol> <li> <dl> <dt> <dd>
    • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünürler.

    Biçimleme seçenekleri hakkında daha fazla bilgi

    CAPTCHA
    This question is for testing whether you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
    Image CAPTCHA
    Enter the characters shown in the image.

Son yorumlar